
Yokluktan Gürültü İnşa Etmek: Sonic Torture ve DIY Ekipman Üretim Süreci
Bir müzisyen, istediği sese ulaşmak için paraya değil; havyaya ve merakına sarılırsa ne olur? Müziğini sürdürülebilir kılmak için kendi ekipmanlarını üreten Sonic Torture ile tasarladığı DIY ekipmanlarını, 'yokluktan var etme' sürecini ve bu üretimin tüketim alışkanlıklarına nasıl kafa tuttuğunu konuştuk.
Selam! Seni farklı isimlerle, farklı projelerde görüyoruz. Bize kendinden bahseder misin? Kimdir bu isimlerin arkadasındaki kişi?
Ben Deniz. Bazı insanlar beni Buhran ya da çizgi film ya da müzik yaparken kullandığım başka isimlerle biliyorlar. Aynı zamanda Sonic Torture ismiyle bazı ekipmanlar da üretiyorum. İzmirliyim, eski gruplarımla birkaç yıl sahnede aktif rol oynadım. Şu an yurt dışında yaşadığım için Türkiye'de konser ayarlamak zor oluyor.
Sonic Torture ile birlikte, enstrüman çalan birinden aynı zamanda üreten birine de dönüştüğünü görüyoruz. Peki kendi müzik ekipmanlarını yapmaya nasıl başladın? Bu ilginin kökeni nedir?
Fakir olmak. Elektronik müzik ve elektronik müzik aletleriyle bayağı ilgiliyim ama ne yazık ki canım Türkiye’mde bira içmek bile lüks haline geldi. Ben de buna cevap olarak ikinci el alışveriş sitelerinden garip enstrümanlar ve internette enstrüman planları, şemaları bulmakta yetenekli bir hale geldim.

Kısıtlı imkanların insanı yaratıcılığa ittiği aşikar. Peki bu süreçte ürettiğin ilk müzik ekipmanı neydi? Nasıl bir deneyimdi ve ilk denemenin ardından süreç nasıl gelişti?
İlk yapıp "kutuladığım" ekipmanlar Arduino'ya kurulu synth ve kolay bir fuzz pedalıydı. İğrenç bir deneyimdi; meğerse elinde hiç elektronik malzemesi yokken bu işe başladığında satın alman gereken şeyler de o kadar ucuza denk gelmiyormuş, param oldukça Çankaya'da elektrikçilerin olduğu pasaja giderek çok kısa olmayan bir sürede aldım gerekli şeyleri. Daha önce hiçbir elektronik bilgim olmadığı ve işimi çok kolaylaştıracak ekipmanları almaya da param yetmediği için çok uzun bir süre boyunca yaptığım hiçbir şey düzgün çalışmadı. Ama uzun vadede bazı şeyler para kurtarıcı ve rahatlatıcı bir süreç oluyor. (Mesela kendi kablolarını yapmak.),
Başlangıçta yaşadığın o kaos, zamanla yerini nasıl bir düzene bıraktı? Bugün ekipman tasarlarken neleri ön planda tutuyorsun; ses kalitesi, estetik ve işlevsellik senin için ne kadar belirleyici?
İlk ve en önemli faktörler; neredeyse var olmayan elektronik bilgim ve düşük bütçemle istediğim şeye ulaşıp ulaşamayacağım. Genelde izlediğim yol; beğendiğim ekipmanların şemalarını internetten bulup, yapabileceğim bir şey gibi gözüküyorsa yapmayı denemek, daha sonra yapmayı zaten bildiğim şeyleri kombine ederek yeni şeylere ulaşmaya çalışmak. Ses kalitesi benim için (genelde) ön planda değil. Sevdiğim ve yaptığım çoğu şey kaliteden bir hayli uzak, hatta özellikle aradığım şey sesin daha da kötü bir hale gelmesi; o yüzden genelde iğrenç (bence süper) duyulan distortion ve mikrofon tarzı şeyler yapıyorum. Estetik konusunda ise, bir müzik aleti ne kadar iyi gözüküyorsa sesinin de o kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Bana kalırsa gerçekten müzik yapmak isteyen birisi elindeki ekipman ne olursa olsun onunla müzik yapmayı becerebilir ve güzel gözüken bir müzik aletin varsa onu kurcalayıp neler yapabileceğini keşfetmekte daha istekli olursun. Kullanım kolaylığı da bu yüzden bayağı önemli benim gözümde. Herkes böyle bakmadığı için yaptığım pedallarda ses seviyesini ya da başka şeyleri ayarlamak için çevirdiğin knoblar oluyor ama bana kalsa yaptığım pedallara ne herhangi bir kontrol ne de footswitch eklerim. Bence distortion pedalını kapatmaya ya da ayarlamaya gerek yok, hep açık, hep en distortionlı ve en yüksek seste olması gereken bir efekt.

Peki bu üretim sürecinde malzeme tercihlerin nasıl şekilleniyor? Kullandığın materyallerin, aradığın o ses karakterine ve performansa etkisi sence nedir?
Hangi malzemelere ulaşmam kolaysa onları kullanıyorum. Bence ulaşamayacağın şeylere bakıp sürekli "tüh elimde şu olsaydı bunu yapardım ama elimde olmadığı için hiçbir şey yapmayacağım" demek bayağı tembelce. Eğer bir şeyi gerçekten yapmak istiyorsan sürekli yapmanın yeni yollarını ararsın ve elindeki malzemelerle nasıl yeni şeyler yapabileceğini düşünürsün/denersin. Ses kalitesi dediğim gibi benim için ön planda olan bir şey değil ama performans bayağı önemli; eğer yaptığım bir şey düzgün çalışmıyorsa problemi bulup en baştan düzgün bir şekilde yapmam gerekiyor. Neyse ki elektronik parçalar genelde ucuz ve dayanıklı, bu yüzden elimde gereken parça yoksa bile yenisini sipariş edebiliyorum ya da beklemek istemiyorsam evimdeki başka aletleri açıp onlardan sökebiliyorum.

Bir şeylerin olmasını beklemek yerine eldekilerle harekete geçmek gerçekten değerli. Peki bu yaratıcı süreçte hangi kaynaklardan besleniyorsun? Kendi ekipmanını üretmek, müziğine ve diğer projelerine nasıl yansıyor?
En büyük ilham kaynağım punk ve DIY ilkeleri ve bu ilkeleri kullanarak güzel şeyler üreten insanlar. Özellikle ekipman yapımında en etkilendiğim insan Death By Audio'dan Oliver Ackermann. Ama tek bir ilham kaynağım olduğunu söyleyemem; özellikle diy ekipman camiasındaki insanlar kendi bildiklerini başkalarıyla paylaşmaktan çekinmeyen kişiler. Bu yüzden 10 yıldır aktif olmayan 30 aboneli rastgele bir YouTube kanalı bazen bana belli şeyleri yapmam için hem ilham verip hem de gerekli bilgileri öğretebilir. Bu ilkelerin hayatımdaki diğer şeylere etkisi ise; bir şey istediğim gibi çalışmadığında ya da bozulduğunda (mesela gitarım ve ya kablolarım) açıp tamir etmeye çalışmak. Her zaman tamir edemesem bile kullandığım şeylerin nasıl çalıştığını anlamak, hem elimdeki ekipmanların sınırlarını hem de o sınırlar içinde istediğim sonuçları nasıl elde edebileceğimi öğrenmeme olanak tanıyor.
İşin teknik tarafında süreç nasıl işliyor? Ekipmanları tasarlarken hangi teknikleri kullanıyorsun ve yöntemlerini geliştirmek adına nasıl bir süreçten geçiyorsun?
Genelde internette zaten yapılmış ve nasıl yapılacağı paylaşılmış şeyleri kopyalıyorum. Eğer kopyaladığım şey olması gereken noktaya ulaştıysa bir sonraki aşama olarak bazı parçaları değiştiriyorum, bir şeyler ekleyip çıkartıyorum. Belli bi standardı izlemediğim için genelde aynı şeyden iki tane yapsam bile içinde bazen küçük, bazen büyük farklılıklar oluyor. Tekerleği tekrar icat etmeye çalışmak ilk başlarda anlaşılabilir bir istek ama piyasadaki bütün fuzz pedallarının aslında zaten 60’larda falan ortaya çıkmış 3 farklı tasarımdan geldiğini öğrendiğinde fark ediyorsun ki, yeni bir şey üretmek için kimsenin daha önce düşünmediği bir şey düşünmene gerek yok.

DIY üretimin sana sunduğu özgürlük ve yaratıcılık duygusu hakkında ne düşünüyorsun? Bu bağımsızlık yaratıcılığına nasıl bir alan açıyor?
Bence en büyük etkisi bazı şeyleri ulaşılabilir kılması; mesela bir şey kaydederken gitar kablom bozulduğunda gidip yeni kablo almakla zaman ve para kaybetmek yerine kabloyu açıp tamir edebiliyorum. Ben özellikle müzik konusunda bir kere başına oturup baştan sona yapmada iyiyim. Eğer bir şeyi yapmayı bırakıp başka bir şeyle ilgilenirsem, o projeye sonra geri döndüğümde artık ona o kadar da bağlı hissedemiyorum O yüzden hızlıca problem çözüp hemen işime geri dönmek yaratıcı süreçte bayağı işime yarıyor.
Bu süreçte gelmek istediğin spesifik bir nokta var mı? Gelecek projelerin ve bu üretimin sürdürülebilirliği hakkında neler düşünüyorsun?
Gelmek istediğim belli bir nokta yok; bir konuda çok iyi olmaktansa 50 tane şeyde orta seviye olmayı hedefleyen birisiyim. O yüzden aynı anda çok fazla şey yapıyorum ve bir tanesine süper odaklanmak için yeterli zamanım olmuyor. Hedeflediğim birkaç proje var; kafamda tatlı bi amfi projesi ve birkaç pedal var. Umarım zamanım ve param olunca yapacağım bi ara ama önceliğim onlar değil şu anda. Sürdürülebilirlik konusunda ise, ben büyük bir şirket değilim, o yüzden batıp kepenk kapatma gibi bir durumum olmayacak ve müzik yapmaya devam ettikçe kendi ekipmanlarımı yapmaya çalışmaya da devam edeceğimi düşünüyorum. Bir gün hayatımı bu yolla kazanacağımı zannetmiyorum açıkçası ama bu işe girişmemin asıl sebebi, ulaşamayacağım şeyleri kendime ulaşılabilir kılmak ve kullandığım şeyleri daha iyi anlamaktı zaten.

Son olarak, bize veya senin gibi başlamak isteyip de 'elimde imkan yok' diye bekleyenlere bir diyeceğin var mı?
Eğer bir şeyi yapmak istiyorsanız ama "elimde şu yok bu yok onlar olmadan yapamam" diyorsanız o zaman ya elinizdekilerle yapın ya da başka bir projeye geçin. Hiçbir şey yapmadan sadece yapmak istediğiniz şeylerden bahsediyorsanız, kendinize eğer gerçekten bunu yapmayı isteyip istemediğinizi sormakta bir fayda var. Ben özellikle müzik için söylüyorum ama hayattaki herhangi bir şey için geçerli olabilir bu. İsteklerinizin değişmesi de gayet doğal bir şey o yüzden bir anda "ben müzik yapmayı sevmiyorum yapmak da istemiyorum" tarzı bir aydınlanma yaşarsanız bunda suçlu hissedilecek bir şey yok.

